KEYF MEDYA
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

süleyman soylu

Aşağa gitmek

süleyman soylu Empty süleyman soylu

Mesaj tarafından papatyaam Çarş. Mayıs 28, 2008 6:58 am

DP GENEL BAŞKANI SÜLEYMAN SOYLU’NUN
SAĞLIK İŞ SENDİKASI GENEL BAŞKANI
MUSTAFA BAŞOĞLU’NU KABULÜNDE YAPTIĞI KONUŞMA
( 28.05.2008 )





süleyman soylu Haberi_gondericon



süleyman soylu Printer

Ziyaretinize çok teşekkür ediyoruz. Demokrat Parti, Adalet Partisi ve Doğru Yol Partisi çizgisine ne kadar yakın olduğunuzu biliyoruz. Aslında demokrasi çizgisinin tam içerisinde olduğunuzu biliyoruz.

Çalışma hayatının içerisinde, 12 Eylül 980 öncesinde ve sonrasında göstermiş olduğunuz büyük emeği, gayreti ve temsili biliyoruz, çalışma hayatına katkılarınızı biliyoruz. Türk demokrasisinin nasıl olması gerekliliği konusundaki ortak değerlerimize yakınlığınızı biliyoruz.

Bu konuda Türkiye’nin sürekli bir sınavdan geçtiğini, sanki demokrasinin engelli bir demokrasi olduğunu ve sürekli demokrasiye engel çıkarılmaya çalışıldığını gözlemliyoruz.

Tabii Türk siyaseti normalleşmeden uzaklaştıkça, yani milletin kendi değerleriyle örtüşen, ortalama değerleriyle örtüşen, onların değerleri üzerinden siyaset yapmaya yönelik değil, geleceği üzerinden siyaset yapmaya yönelik bir anlayışa ulaşmadıkça bu tartışmalar Türkiye’de hep sürüp gidecektir.

27 Nisan e-bildirisini kaleme alanların AKP Genel Başkan Yardımcıları’ndan daha kuvvetli sayın Başbakan’a yardımcı olduklarını söylemek herhalde yanlış olmayacaktır.

Veya Yargıtay bildirisini bu şekilde değerlendirme içerisine alanların da aynı şekilde cepheye yardım ettiklerinden hiç kuşkum olmamıştı. 14 Mart’ta bir siyasal partinin kapatılması hususunda kanaatlerini ortaya koyanların da esas itibariyle Türkiye’nin ara rejim hevesleri ve sevdalıları oldukları konusunda da hiçbir şüphenin olmaması gerekir.

Yani Türkiye demokrasisi normalleşmeden ayrıldıkça ve Türkiye demokrasisi, Türkiye’deki siyasal sistem kendi yetenekleriyle, kendi bilgisiyle, kendi görgüsüyle, kendi özgüveniyle, kendi uzgörüsüyle hareket edemediği sürece maalesef Türkiye tartışması gereken gerçek meseleleri tartışamıyor.

Bir taraftan laikliğin siyasallaşması, bir taraftan dinin siyasallaştırılması. Bunların üzerinden ezberlenmiş bir siyasal metot ortaya çıkıyor. Oysa Türkiye’nin kalkınması, büyümesi, zenginleşmesi, üretimin artırılması, çalışma hayatının standartlarının yükseltilmesi gerekirken her şey arapsaçına dönen bir atmosfere ulaşıyor.

Yani son Sosyal Güvenlik Reformu’nu çok güzel izah ettiniz, kime ne kazandırdı? Kime ne kaybettirdi? Hangi üstünlükleri var, farklılıkları var, devlete kazandırdıkları nelerdir?

Kimsenin bir şey bildiği yok, hükümetin de bir şey bildiği yok. Yani bir takım ısmarlama reformları Türkiye’de yapabilme zorunluluğu ortaya koyan hükümet aslında ev ödevini çalışmadan, sivil toplum kuruluşları ile çalışma hayatını temsilcileriyle ortak bir akıl oluşturup Türkiye’nin geleceğine yönelik bütün dünyada imrendirecek bir Sosyal Güvenlik Reformu, çalışma hayatına yönelik ilkeler bütünlüğü ortaya koyması gerekirken, ‘ben istediğimi istediğim şekilde yaparım’ anlayışı demokrasinin de hükümet tarafından anlaşılamadığının en önemli göstergesidir.

Elbette ki söylediğiniz şey merkez sağ siyaset açısından ve muhalefet partiler açısından önemlidir. Yani onların bir şekilde Türkiye’nin yarınlarına yönelik bir alternatif oluşturabilmek için bir araya gelmeleri.

Ama mesele Türkiye’de siyasetin bu yozlaşmasına bir çare bulabilmektir. Bir araya gelmekten ziyade aslında Türkiye’nin demokrasisi üzerinde fikir birliği üretmektir. Demokrasinin zenginlik olduğunu, demokrasinin üretme olduğunu, bireysel haklar, bireysel özgürlükler standardının yükseltilmesi olduğunu anlatabilmektir.

Bu ülkede üç insan şehit edildi. 27 Mayıs’ı yaşadık hep beraber. 27 Mayıs kara bir gündür Türkiye için. Yani Türkiye o gün başladığı anormal süreci hala devam ettirmektedir. Türkiye’nin o gün tarafları, renkleri bazen değişse de maalesef Türkiye’de sanki bir şeyleri koruyorlarmış adına benden ve sizden farkları ne? Yani bu ülkede bir şeyleri korumaya çalışan insanların sizden ve benden üstünlükleri ne? Şuradaki sokakta gezen insanlardan üstünlüğü ne?

Bu ülke sevgisi adına, bu bayrak adına, Cumhuriyetin temel değerleri adına Türkiye’nin yarınları adına hiçbir farkları yok, hiçbir üstünlükleri yok. Ama bu sınıfsal yaklaşım, bu üstünlük anlayışları maalesef Türkiye’deki siyaseti de sıkıntıya sokmaktadır. Biz bunu tamamen yaşıyoruz.

Onun için bizim cephemiz demokrasidir, bizim cephemiz Türkiye’nin büyümesidir, zenginleşmesidir, kalkınmasıdır, bizim cephemiz Türkiye’de değerler üzerinden siyaset üretmek değil Türkiye’nin geleceği üzerinden siyaset üretmektir. Bizim cephemiz 70 milyon insanın Türküyle, Kürdiyle, Çerkez'iyle, Laz'ıyla, Alevi'siyle, Sünni'siyle herkesi kucaklayan, 70 milyon insanın bir arada yaşayabilmesi ve yaşatılabilmesidir.

Bizim cephemiz Türkiye’de insanların elde ettikleri gelirlerin birbirlerine yakınlığının sağlanabilmesidir, gelirlerin dengelenebilmesidir. Dengeli bir gelir dağılımı ortaya koyulabilmesidir.

Sabahleyin bir arkadaşım söyledi, çok güzel bir sözdü, “Yurtta kaos cihanda kaos”. Oysa bu coğrafya Mevlana coğrafyasıdır, bu coğrafya Yunus’un coğrafyasıdır, bu coğrafya Hacı Bektaş’ın coğrafyasıdır. Yani bu coğrafya bir uzlaşma, bir mutabakat coğrafyasıdır. Adalet Partisi, Demokrat Parti, Doğru Yol Partisi, bugün çatısı altında bulunduğumuz Demokrat Parti yıllarca hep bunu salık verdi. Bu millet adına, kasketliler adına, ama kasketlilerin hakkını savunurken ‘üreten Türkiye’ demişlerdir. Yani Ereğli Demir Çelik Fabrikası yapılmış, bu fabrikada sadece kendi parti mensupları çalışmamıştır. Yapılan yollardan, köprülerden sadece bir siyasal partinin temsilcileri geçmiş filan değil. Ama eğer çoğulcu ve katılımcı bir demokrat anlayış ortaya konulmaz, çoğunlukçu bir demokrasi anlayışı ortaya konulursa bu ilkel bir yaklaşımdır. Bugün Türkiye’de hükümetin ortaya koymuş olduğu yaklaşımın tamamı budur. Yani yabancı sermayenin Türkiye’ye gelişini 14 Mart’taki AKP’nin kapatılma süreciyle bile örtüştüren anlayış aslında faydacı ve fırsatçı anlayıştır.

Türkiye’de 2007’nin Temmuz ayında tüketici güven endeksi 98’lerde. Bugün 76’larda, trend yukarıdan aşağıya iniyor. Türkiye’de fark edilmeyen bir ekonomik kriz olduğu veya fark edilen ama hükümet tarafından gösterilmek istenmeyen, ört bas edilen, üzerine örtü örtülen bir ekonomik kriz olduğu apaçık ortadadır.
Elbette ki, bir siyasi partinin açılmasını da kapatılmasını da millet sağlamalıdır. Onun da dünyanın standardı yüksek ülkelerinde normları, kriterleri belirtilmiştir.
DP kendi rengini milletle beraber bütünleştirecek, kendi kimliğini milletle beraber örtüştürecek ve milletin partisi olma noktasındaki iradesini, kararlılığını, azmini sürekli olarak devam ettirecektir. Bu toplumda çalışma hayatının, üretenlerin, tarımın, esnafın, emeklinin, memurun, gencinin, kadının bütün bunların temsilcisi olacaktır.

Yaklaşık 4,5 aydır bütün bu süreci bir büyük yoğunlukla devam ettiriyoruz . 70 milyon insanın geleceği için sürdürdüğümüz Beyaz Yürüyüş’te o kasketlileri görüyoruz. O kasketliler yine demokrasiye sahip çıkıyorlar Türkiye’nin yarınlarına sahip çıkıyorlar. Türkiye’nin yarınları adına sahip çıkıyorlar.

Hedefi 2023 yılında 2.2 trilyon dolarlık gayri safi milli hasılayı geçmiş, 90 milyon nüfusu ile 25 bin dolarlık kişi başına gelir seviyesine ulaşmış, yüzde 30-35’i üniversite mezunu olan, yani eğitimini tüm Türkiye’ye yaymış bölgeler arasında dengeli bir gelir dağılımı oluşturmuş, artık göç olgusunu kendi adına dengeleyebilme şansına sahip olabilmiş bir Türkiye’yi, yani üreten bir Türkiye’yi, zengin bir Türkiye’yi ama illa da demokrat bir Türkiye’yi, zihinleri gelişmiş, beyinleri gelişmiş, demokrasi hücreleri nefes alan veren bir Türkiye’yi oluşturmak durumundayız.

Bunu hep beraber yapacağız. Türkiye’nin yeniden güveni DP olacaktır ve demokrasiyi, kalkınmayı, büyümeyi yeniden Türkiye’de DP sağlayacaktır.
Çalışma hayatının taleplerini, isteklerini ve onların ortaya koymuş olduğu biraz önce söylediğimiz kriterlerin sağlamlılığını yine de DP sağlayacaktır. Burası milletin ocağıdır, burası milletin evidir, burası Türkiye’nin en güvenilir siyaset kurumudur. Bu vesile ile biz de çok teşekkür ediyoruz
papatyaam
papatyaam
prenses admin
prenses admin

Mesaj Sayısı : 158
Kayıt tarihi : 24/05/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz