türkiye cumhuriyeti (7) son..
KEYF MEDYA :: Genel :: Tarih
1 sayfadaki 1 sayfası
türkiye cumhuriyeti (7) son..
İç isyanlar ve Terörle mücadele
Ana maddeler: Kürt isyanları ve PKKİlk ayaklanma 1921 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne karşı bağımsız Kürt devleti amacıyla girişilen Koçgiri aşireti tarafından başlatılan Dersim aşiretlerinin de desteklediği (Tunceli) yöresinde gerçekleşen Koçgiri İsyanı ayaklanmasıdır. Koçgiri ayaklanmasını Kürtlerden; Haydar ve Alişan beyler ile Gülağaoğullarından Mehmed İzzet, Naki, Hasan Askeri, Kazım ve Alişir yönetmiştir. İsyan, Nurettin Paşa ve Topal Osman yönetimindeki [Giresun] muhafız alayı tarafından kısa sürede bastırılmış ve isyandan netice alınamamıştır. İsyana katılıp yakalananlara idam cezası verilmiş ancak daha sonra Dersim aşiretlerinin araya girmesiyle Mustafa Kemal Paşa cezaları kaldırmıştır.
1930'larda meydana gelen ayaklanması, yapılan bir askerî harekâttan sonra 13 Kasım1937'de sona erdi. Ayaklanmanın lideri Seyit Rıza ile 6 kişi idam edildi. Çok sayıda ayaklanmacı değişik hapis cezalarına çarptırıldı. Durulmayan olaylar üzerine 1938'de yeni bir ayaklanma çıktı ve başlatılan ikinci askeri harekat sonunda Eylül 1938'de ayaklanma tamamen bastırıldı.
TBMM'de yapılan görüşmelerde, bu gelişmelerin başta Fransa ve Fransa'nın mandası altındaki Suriye tarafından kışkırtıldığı ileri sürüldü. Başbakan İsmet İnönü ise, Tunceli ilinde iki yıldır izlenen reform programının amacının bölgenin uygar bir hâle getirilmesi olduğunu belirterek, programa karşı bölgede direniş olduğunu belirtmiştir.
Kurtuluş Savaşı sırasında dahi yaşanan isyanlar Cumhuriyetin ilanından sonrada devam etmiş ve etmektedir.
1970'lerin başında örgütlenmeye başlayan, 1984'te dağ kadrolarını oluşturarak paramiliter yapıya bürünen, Kürdistan İşçi Partisi (Kürtçe:Partiya Karkerên Kurdistan, daha alışılmış hâliyle PKK), KADEK ve Kongra-Gel isimlerini kullanmış olan, kendisine Türkiye'nin güneydoğusu, Irak'ın kuzeyi, Suriye'nin kuzeydoğusu ve İran'ın kuzeybatısını kapsayan bölgede bir devlet kurmayı amaçlayan ve bu amaçla söz konusu toprakların Türkiye Cumhuriyeti sınırları dahilinde kalan kısmına sahip olabilmek için Türk Silahlı Kuvvetleri ve sivillere karşı silahlı eylem yapan örgüt, 15 Şubat1998'de Abdullah Öcalan'ın Kenya'da uluslararası bir operasyonla yakalanması ile büyük oranda çökertilmiş ve etkinliği yok denecek noktaya getirilmiştir. Bugün ise ad değiştirip siyasallaşarak meşrulaşma çabasına girmiştir.
İktisadi tarih
Ana madde: Türkiye EkonomisiMustafa Kemal ******;
“Askerî ve siyasi zaferler iktisadi zaferle taçlandırılmazlarsa elde edilen zaferler sürüp gidemez, az zamanda söner...”
diyerek bir ülkenin varlığını ve bağımsızlığını sürdürebilmesinin yegane koşulunun iktisadi alanda gelişmek olarak dile getirdiği anlayışını birçok devrim niteliği taşıyan atılımlar yaparak uygulamaya geçirmiştir.
******’ün uyguladığı modelin özgünlüğü de burada kendini göstermektedir. Bu modelin ulusal çıkarları öne alan, tam bağımsızlık ilkesine dayalı, demokratik nitelikleri sıklıkla vurgulanmıştır.
Lozan görüşmelerinin kesintiye uğradığı bir dönemde (17 Şubat – 4 Mart1923) düzenlenen “Türkiye İktisat Kongresi” ekonomik bağlamda ulusalcılık yönelimine ilişkin atıfların oldukça yoğun yapıldığı bir toplantı olmuş, devletin millî iktisat ilkelerini benimsediğini ifade eden kararlar alarak Misak-ı İktisadi olarak adlandırılan ekonomik hedef ve yöntemleri ortaya koymuştur. Bu esaslar bütün zorluklara ve sorunlara rağmen Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomik siyasetinin esaslarını teşkil etmiştir.
Türkiye’nin bu yıllarda belirlediği ekonomik model “Karma-ekonomik” bir modeldir. Özel sektörün serbest faaliyeti desteklenmekle birlikte, bu noktadaki çeşitli yetersizlikler yüzünden devletin ekonomik alanda faaliyeti adeta bir zorunluluk olmuştur. Fakat bu kararların asıl dikkati çeken tarafı : devletin düzenleyiciliğine ve destekleyiciliğine yoğun olarak vurguda bulunulmasıdır.
Türkiye'de çok partili sisteme geçiş ve dünya ile ekonomik ilişkilerin sıkılaşması, İktisadi İşbirliği ve Gelişme Teşkilatı (OECD), Dünya Bankası (IBRD) ve Uluslararası Para Fonu'na (IMF) üyelikle birlikte liberal düşüncelerle etkileşimin arttığı görülmektedir. [3]
Ana maddeler: Kürt isyanları ve PKKİlk ayaklanma 1921 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne karşı bağımsız Kürt devleti amacıyla girişilen Koçgiri aşireti tarafından başlatılan Dersim aşiretlerinin de desteklediği (Tunceli) yöresinde gerçekleşen Koçgiri İsyanı ayaklanmasıdır. Koçgiri ayaklanmasını Kürtlerden; Haydar ve Alişan beyler ile Gülağaoğullarından Mehmed İzzet, Naki, Hasan Askeri, Kazım ve Alişir yönetmiştir. İsyan, Nurettin Paşa ve Topal Osman yönetimindeki [Giresun] muhafız alayı tarafından kısa sürede bastırılmış ve isyandan netice alınamamıştır. İsyana katılıp yakalananlara idam cezası verilmiş ancak daha sonra Dersim aşiretlerinin araya girmesiyle Mustafa Kemal Paşa cezaları kaldırmıştır.
1930'larda meydana gelen ayaklanması, yapılan bir askerî harekâttan sonra 13 Kasım1937'de sona erdi. Ayaklanmanın lideri Seyit Rıza ile 6 kişi idam edildi. Çok sayıda ayaklanmacı değişik hapis cezalarına çarptırıldı. Durulmayan olaylar üzerine 1938'de yeni bir ayaklanma çıktı ve başlatılan ikinci askeri harekat sonunda Eylül 1938'de ayaklanma tamamen bastırıldı.
TBMM'de yapılan görüşmelerde, bu gelişmelerin başta Fransa ve Fransa'nın mandası altındaki Suriye tarafından kışkırtıldığı ileri sürüldü. Başbakan İsmet İnönü ise, Tunceli ilinde iki yıldır izlenen reform programının amacının bölgenin uygar bir hâle getirilmesi olduğunu belirterek, programa karşı bölgede direniş olduğunu belirtmiştir.
Kurtuluş Savaşı sırasında dahi yaşanan isyanlar Cumhuriyetin ilanından sonrada devam etmiş ve etmektedir.
1970'lerin başında örgütlenmeye başlayan, 1984'te dağ kadrolarını oluşturarak paramiliter yapıya bürünen, Kürdistan İşçi Partisi (Kürtçe:Partiya Karkerên Kurdistan, daha alışılmış hâliyle PKK), KADEK ve Kongra-Gel isimlerini kullanmış olan, kendisine Türkiye'nin güneydoğusu, Irak'ın kuzeyi, Suriye'nin kuzeydoğusu ve İran'ın kuzeybatısını kapsayan bölgede bir devlet kurmayı amaçlayan ve bu amaçla söz konusu toprakların Türkiye Cumhuriyeti sınırları dahilinde kalan kısmına sahip olabilmek için Türk Silahlı Kuvvetleri ve sivillere karşı silahlı eylem yapan örgüt, 15 Şubat1998'de Abdullah Öcalan'ın Kenya'da uluslararası bir operasyonla yakalanması ile büyük oranda çökertilmiş ve etkinliği yok denecek noktaya getirilmiştir. Bugün ise ad değiştirip siyasallaşarak meşrulaşma çabasına girmiştir.
İktisadi tarih
Ana madde: Türkiye EkonomisiMustafa Kemal ******;
“Askerî ve siyasi zaferler iktisadi zaferle taçlandırılmazlarsa elde edilen zaferler sürüp gidemez, az zamanda söner...”
diyerek bir ülkenin varlığını ve bağımsızlığını sürdürebilmesinin yegane koşulunun iktisadi alanda gelişmek olarak dile getirdiği anlayışını birçok devrim niteliği taşıyan atılımlar yaparak uygulamaya geçirmiştir.
******’ün uyguladığı modelin özgünlüğü de burada kendini göstermektedir. Bu modelin ulusal çıkarları öne alan, tam bağımsızlık ilkesine dayalı, demokratik nitelikleri sıklıkla vurgulanmıştır.
Lozan görüşmelerinin kesintiye uğradığı bir dönemde (17 Şubat – 4 Mart1923) düzenlenen “Türkiye İktisat Kongresi” ekonomik bağlamda ulusalcılık yönelimine ilişkin atıfların oldukça yoğun yapıldığı bir toplantı olmuş, devletin millî iktisat ilkelerini benimsediğini ifade eden kararlar alarak Misak-ı İktisadi olarak adlandırılan ekonomik hedef ve yöntemleri ortaya koymuştur. Bu esaslar bütün zorluklara ve sorunlara rağmen Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomik siyasetinin esaslarını teşkil etmiştir.
Türkiye’nin bu yıllarda belirlediği ekonomik model “Karma-ekonomik” bir modeldir. Özel sektörün serbest faaliyeti desteklenmekle birlikte, bu noktadaki çeşitli yetersizlikler yüzünden devletin ekonomik alanda faaliyeti adeta bir zorunluluk olmuştur. Fakat bu kararların asıl dikkati çeken tarafı : devletin düzenleyiciliğine ve destekleyiciliğine yoğun olarak vurguda bulunulmasıdır.
Türkiye'de çok partili sisteme geçiş ve dünya ile ekonomik ilişkilerin sıkılaşması, İktisadi İşbirliği ve Gelişme Teşkilatı (OECD), Dünya Bankası (IBRD) ve Uluslararası Para Fonu'na (IMF) üyelikle birlikte liberal düşüncelerle etkileşimin arttığı görülmektedir. [3]
papatyaam- prenses admin
- Mesaj Sayısı : 158
Kayıt tarihi : 24/05/08
KEYF MEDYA :: Genel :: Tarih
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz